Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, DEVA Partisi Genel Lideri Ali Babacan’ın İHA ve SİHA’lara yönelik açıklamalarına reaksiyon göstererek, “Üzüntüm natürel şu, 15 sene bu benim yanımda hiçbir şey kapamamış. Neyin hesabını kime soruyorsun? Bu ülkede savunma endüstrinde şu anda bini aşkın firma var. Ne bilgisiz adamsın sen ya.” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İlk Oyum AK Parti’ye, Birinci Oyum Erdoğan’a” programında gençlerle bir ortaya geldi. Programa katılan Yusuf Talha’nın, seçimin 14 Mayıs’ta yapılacak olması nedeniyle oy kullanamayacağını belirtmesi üzerine, “Buna bayağı üzüldüm. O vakit demek ki Devlet Bey’in de tabir ettiği üzere 100 genç bulacaksın.” dedi.
Yusuf Talha’nın, “Aldığınız kararı tekrar gözden geçirmeniz mümkün mü? Zira ben sizden diğerine oy vermek istemiyorum.” kelamlarına karşılık Erdoğan, “Artık olan oldu. Yola revan olduk. İnşallah artık sen dediğim üzere 100 genç bulacaksın.” karşılığını verdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, lise 3. sınıf öğrencisi Afra Arı’nın, “Gençlerle ilgili tüm muhalif ve siyasi partiler bir şeyler söylüyorlar. Gençlerin AK Parti’yi değil kendilerini desteklediğini söylüyorlar. Bunu yapan partilerden biri de HDP. Bunu yapmak için de Hükümete yönelik olumsuz propaganda yapıyorlar. Kendi çocukları yurt dışında en yeterli okullarda okurken, milletin çocuklarına ‘Okulu boykot edin, çocuklarınızı okula göndermeyin’ diyorlar. Bu iki yüzlülüğü nasıl tanım ediyorsunuz. Sizce gençler bir siyasi partinin gençlerle ilgili vaatlerine bakarken neyi kıstas almalı?” sorusu üzerine, kelam konusu siyasalların çocuklarını yurt dışında kendilerine nazaran en uygun yerlerde okuturken, devletin okullarına çocuklarını göndermek diye bir sıkıntılarının olmadığını söyledi.
Erdoğan, kendilerinin ise bu konuda devletin tüm imkanlarını seferber ederek eğitimi en kaliteli hale nasıl getirebileceklerinin uğraşında olduklarını tabir etti.
Geçmişte 60, 70, 80 kişilik sınıflardan bugünlere gelindiğini ancak artık OECD ölçeğine ulaştırdıkları sınıflardaki öğrenci sayısının 15, 20, 25 olduğunu aktaran Erdoğan, böylelikle öğrenci kalitesini artırmayı ve kaliteli eğitim öğretim alınmasını istediklerini belirtti.
Şu an prestijiyle okullardaki muvaffakiyet oranının her geçen gün arttığını, evvelce 10 öğrenciden biri üniversiteye girebiliyorken artık artık neredeyse 10’da 10 üniversiteye girme bahtının yakalandığını anlatan Erdoğan, “Bunu AK Parti iktidarı sağladı, bundan evvel bunlar yoktu. Öbür tarafta burs ve kredide öğrencilerimize imkanları seferber ettik. Şu anda garip gureba, yoksul fukara ister burs, ister kredi kullanmak suretiyle üniversite imkanlarını yakalayabiliyor. Lakin HDP’ye baktığınız vakit onların bu türlü bir kederi esasen yok. Parlamentoda olanlar, bu yolları deniyor. Parlamento dışı olanlar ise onlar da esasen kendileri çok farklı tekniklerle çocuklarını yetiştirme yol, yordamını seçiyor.” dedi.
“15 sene bu benim yanımda hiçbir şey kapamamış”
Serhat Çavdar da Cumhurbaşkanı Erdoğan’a, Altılı Masa başkanlarından birinin İHA ve SİHA’larla ilgili “İktidarın en büyük seçim propagandasıdır” dediğini hatırlatarak, “Milli ve manevi yeterli olan her şeye karşı duran bir muhalefet var. Bu, 20 yıldır böyleydi. Bu biz gençleri korkutuyor. Bu nasıl son bulacak?” sorusunu yöneltti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan soruya, “Onun son bulup bulmaması, hepsi 14 Mayıs. Bu arkadaş, her şeyden evvel tabir etmiştim sen git çocuk bezi sat. Onların asıl mesleği odur. Home dokumacılık, çocuk bezi, bunları satar. Kederim natürel şu, 15 sene bu benim yanımda hiçbir şey kapamamış. Neyin hesabını kime soruyorsun? Bu ülkede savunma endüstrinde şu anda bini aşkın firma var. Ne bilgisiz adamsın sen ya. Kalkacak Baykar, bu yapıtları ortaya koyacak. Allah rahmet etsin. Baykar’ın sahibi benim dünürüm ancak biz bu akrabalık bağını kurduğumuzda şimdi bu adım atılmamıştı.” cevabını verdi.
Başbakan olmadan evvel seçimi kazanıp ABD’ye gittiğinde Lider George Bush ile görüştüğünü anlatan Erdoğan, “Kendisine ‘Bize terörle gayrette İHA ve SİHA verecektiniz, ne oldu hala bize bunları vermediniz?’ dediğimizde, o vakit Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice idi. Rice’ı yanına çağırdı dedi ki ‘Türkiye’ye hala bunlar verilmemiş. Hızla verelim.’ Bize o vakit İHA verdiler lakin verilen İHA’lar maalesef 48 saatliğineydi.” dedi.
Özdemir Bayraktar’ın çabucak çocuklarıyla bir seferberlik ilan ettiğini ve hızla atölyelerinde bu işin üretimine girdiklerini aktaran Erdoğan, kelamlarına şöyle devam etti:
“İlk iş olarak İHA’yı ürettiler. Bu İHA’ların üretimiyle bir arada durmadılar çabucak SİHA’ya geçtiler. İHA yalnızca koordinatları tespit işine yarıyor. Onda silah yok. Akabinde SİHA’yı ürettiler. SİHA’da ne var? Hem koordinat tespit kabiliyeti var hem de silah, yani insansız silah kullanma imkanı var. Bu süreç başladı. Olağan bununla birlikte de terörle gayrette bizim elimiz, bileğimiz önemli manada güçlendi. Daha sonra ortamızda akrabalık bağı da oluştu. Hamdolsun İHA ve SİHA’larla bu adımları attıktan sonra üçüncü bir segment ürettiler o da AKINCI oldu. Olağan AKINCI, felaket bir savaş uçağı. Onunla birlikte yüksek tonajda bomba kullanabilme kabiliyeti var. Bu adımlar atıldı ve bu ortada yatırımlar büyüyor. Ancak en kıymetlisi de artık geldikleri 4. adım segment. O olağan çok çok değerli. Şu anda onun testleri yapıldı. Bu testlerden de hamdolsun muvaffakiyetle çıktılar.
Şimdi dünya takip ediyor. Siparişler geliyor. Sen artık geleceksin ne yapacaksın? Önünü keseceksin. Nereden bu türlü bir imkanı yakaladın? Dünyanın neresinde bu türlü bir yatırımcının önünü bu formda kesebilirsin? Kaldı ki bu küme, devletten kredi alan bir küme da değil. Rahmetliye devletin yer tahsisi vardır. Lakin ‘Hayır ben paramla alacağım’ kaygısı. Bu türlü bir insan ve bununla ilgili kalkıyor bu tabirleri kullanıyor. Yazıklar olsun. O da öğrenememiş, öbürleri de öğrenmemiş. Natürel artık son eser malum Kızılelma. Kızılelma bizim hayalimiz doğal. ve o amacı inşallah Kızılelma ile de ne yapacağız? Vurup indireceğiz.”
(Sürecek)
