Şimdiden dünya gündemine oturan iklim krizinin önümüzdeki 5 yıldan itibaren başlara iyiden iyiye dert olacağı ortada. Bu konuda Birleşmiş Milletler (BM) atak, bilinçli ve ciddi. Dünyanın sağduyulu gelişmiş ülkeleri de devrede. Onun için haykırıyorlar: Kaybedecek zaman yok!
Havada 1 milyon madde ve parçacıktan 300 – 350 tanesi karbon olmalı. Sınır bu! Oysa insanoğlu son 200 yılda bu oranı milyonda 450’nin üzerine çıkarmış. Olacak iş değil! Gidişat o yüzden felaket!
Doğayı bozduk, zarar verdik, şimdi yakınıyoruz. Özellikle 5 temel sorun, ertelenmeyecek türden. Zararlar, kayıplar, ekonomilerde büyük erozyon, ekolojik sistemin sarsılması, ölümler, maalesef geleceğin hep gündeminde.İklim krizinin ‘beşi bir yerdesi’ var.
1- Sıcaklık ve kuraklık. Tarımsal sorunlar. Yoksulluk ve açlık.
2- Başta ormanlarda olmak üzere kentleri ve yerleşim yerlerini de tehdit eden yangınlar.
3- Şiddetli yağışlar ve bunlarla birlikte sık sık devreye girecek dolu.
4- Seller ve taşkınlar. Önüne geleni alıp götüren…
5- Elbette fırtınalar. Bu fırtınaların getirdiği su kütleleri… Deniz seviyesinde artışlar, özellikle cazip tatil beldelerinde su baskınları… Evleri, araç gereç ve tarlaları silip süpüren dalgalar…
Harekete geçilmeli
Beşi bir yerdeler ile başımız dertte. Doğrusu, şimdiden önlem almak. Çözümler geliştirmek. Uluslararası işbirliği mekanizmaları oluşturmak. Bütçeler yaratmak. Sigorta kapsamlarını genişletmek, yeni ekonomik modeller yaratmak. Tehlike kapıda. Ve yaratacağı maddi kayıplar kolay kolay altından kalkılabilecek düzeyde değil. Yaşanan sancı dolu bir filmin fragmanı belki de. Ardında yeni, büyük ve daha tehlikeli sancılar var. Hepsinin çözümü büyük ölçüde insan da ve politikalarda. Alınacak doğru önlemler, yaşanacak sorun ve sancıları da azaltacak.
Aylardır onlarca bilim insanı, konunun uzmanı ile konuşuyorum. Kısa vadede öne çıkan ve alınması gereken önlem ve kararlar şunlar:
1- Dere yatakları acilen temizlenmeli ve buradaki binalar boşaltılmalı.
2- Riskli bölgeler için yeni imar planları hazırlanmalı. Ya kentler taşınacak, sorun çözülecek, ya da yeni acılar yaşanacak.
3- Su, dere ve nehirler doğal kaynaklarında akıtılmalı, engel oluşturan bent, bina, köprü gibi yapılar temizlenmeli.
4- Son yıllarda sayıları artan HES’ler konusunda da yeni bir inceleme ve değerlendirme yapılmalı. Tehlike arzeden konumdakiler yeniden ele alınmalı, gerekirse taşınmalı.
5- Taş ocakları ve madenler konusuna da çevresel etki ve yansımalar çerçevesinde bakılmalı, bazı ruhsatlar iptal edilmeli, yeni dünya düzeninde fosil yakıtların yasak olacağı gerçeği doğru ve zamanında irdelenmeli.
6- Yeni yerleşim yerleri için doğa, iklim ve çevre faktörleri dikkate alınarak düzenleme yapılmalı, bu konuda yerel yönetimlerle merkezi yönetim mutlaka işbirliği yapmalı.
7- Orman yangınları için özel bir kalıcı filo oluşturulmalı. Ağırlık hareket kabiliyeti olan helikopterlere verilmeli.
8- Yaz aylarında ormana giriş çıkışlar yasaklanmalı ya da kontrollü yapılmalı. Gerekirse 24 saat izlemeli kamera kayıt ve kontrol merkezi kurulmalı. Mangal kullanımı ve ateş yakılmasına ağır yaptırımlar getirilmeli. Yerel yönetimler mangal kültürü anlamında orman dışı alanlarda yeni etkinlik alanları oluşturmalı.
9- Bilimin tüm açılımlarının yanı sıra yapay zeka ve teknoloji de iklim krizinde her anlamda işlevsel kılınmalı.
10- Yaz aylarında yangınlar konusunda seferberlik ilan edilmeli ve yangınlara müdahale edecek hızlı ve donanımlı bir yangın söndürme ekibi (en az 500 kişilik) en az 4 ay süreyle istihdam edilmeli.
11- Su tasarrufu yaygınlaştırılmalı ve yurttaşlar bu konuda bilinçlendirilmeli. Su dersi geciktirilmemeli.
12- Yeraltı barajlarına ağırlık verilmeli, yaygınlaştırılmalı.
13- Meteoroloji ve istatistik biliminin rakam, öneri ve deneyimlerinden daha çok yararlanılmalı. 100’er yıllık değerlendirmeler ışığında dolu, sel ve hortumlara karşı risk taşıyan bölgelerde ya yeniden yapılaşma sağlanmalı ya da bu bölgeler boşaltılmalı.
14- Sera gazı emisyonu konusunda kalıcı önlemler alınmalı ve ekonomide yeşil ekonomik düzenlemelere bir an önce geçilmeli.
15- Güneş, rüzgar ve dalga enerjisinden daha çok yararlanılmalı.
Şimdiden dünya gündemine oturan iklim krizinin önümüzdeki 5 yıldan itibaren başlara iyiden iyiye dert olacağı ortada. Bu konuda Birleşmiş Milletler (BM) atak, bilinçli ve ciddi. Dünyanın sağduyulu gelişmiş ülkeleri de devrede. Onun için haykırıyorlar: Kaybedecek zaman yok!
Havada 1 milyon madde ve parçacıktan 300 – 350 tanesi karbon olmalı. Sınır bu! Oysa insanoğlu son 200 yılda bu oranı milyonda 450’nin üzerine çıkarmış. Olacak iş değil! Gidişat o yüzden felaket!
Doğayı bozduk, zarar verdik, şimdi yakınıyoruz. Özellikle 5 temel sorun, ertelenmeyecek türden. Zararlar, kayıplar, ekonomilerde büyük erozyon, ekolojik sistemin sarsılması, ölümler, maalesef geleceğin hep gündeminde.İklim krizinin ‘beşi bir yerdesi’ var.
1- Sıcaklık ve kuraklık. Tarımsal sorunlar. Yoksulluk ve açlık.
2- Başta ormanlarda olmak üzere kentleri ve yerleşim yerlerini de tehdit eden yangınlar.
3- Şiddetli yağışlar ve bunlarla birlikte sık sık devreye girecek dolu.
4- Seller ve taşkınlar. Önüne geleni alıp götüren…
5- Elbette fırtınalar. Bu fırtınaların getirdiği su kütleleri… Deniz seviyesinde artışlar, özellikle cazip tatil beldelerinde su baskınları… Evleri, araç gereç ve tarlaları silip süpüren dalgalar…
Harekete geçilmeli
Beşi bir yerdeler ile başımız dertte. Doğrusu, şimdiden önlem almak. Çözümler geliştirmek. Uluslararası işbirliği mekanizmaları oluşturmak. Bütçeler yaratmak. Sigorta kapsamlarını genişletmek, yeni ekonomik modeller yaratmak. Tehlike kapıda. Ve yaratacağı maddi kayıplar kolay kolay altından kalkılabilecek düzeyde değil. Yaşanan sancı dolu bir filmin fragmanı belki de. Ardında yeni, büyük ve daha tehlikeli sancılar var. Hepsinin çözümü büyük ölçüde insan da ve politikalarda. Alınacak doğru önlemler, yaşanacak sorun ve sancıları da azaltacak.
Aylardır onlarca bilim insanı, konunun uzmanı ile konuşuyorum. Kısa vadede öne çıkan ve alınması gereken önlem ve kararlar şunlar:
1- Dere yatakları acilen temizlenmeli ve buradaki binalar boşaltılmalı.
2- Riskli bölgeler için yeni imar planları hazırlanmalı. Ya kentler taşınacak, sorun çözülecek, ya da yeni acılar yaşanacak.
3- Su, dere ve nehirler doğal kaynaklarında akıtılmalı, engel oluşturan bent, bina, köprü gibi yapılar temizlenmeli.
4- Son yıllarda sayıları artan HES’ler konusunda da yeni bir inceleme ve değerlendirme yapılmalı. Tehlike arzeden konumdakiler yeniden ele alınmalı, gerekirse taşınmalı.
5- Taş ocakları ve madenler konusuna da çevresel etki ve yansımalar çerçevesinde bakılmalı, bazı ruhsatlar iptal edilmeli, yeni dünya düzeninde fosil yakıtların yasak olacağı gerçeği doğru ve zamanında irdelenmeli.
6- Yeni yerleşim yerleri için doğa, iklim ve çevre faktörleri dikkate alınarak düzenleme yapılmalı, bu konuda yerel yönetimlerle merkezi yönetim mutlaka işbirliği yapmalı.
7- Orman yangınları için özel bir kalıcı filo oluşturulmalı. Ağırlık hareket kabiliyeti olan helikopterlere verilmeli.
8- Yaz aylarında ormana giriş çıkışlar yasaklanmalı ya da kontrollü yapılmalı. Gerekirse 24 saat izlemeli kamera kayıt ve kontrol merkezi kurulmalı. Mangal kullanımı ve ateş yakılmasına ağır yaptırımlar getirilmeli. Yerel yönetimler mangal kültürü anlamında orman dışı alanlarda yeni etkinlik alanları oluşturmalı.
9- Bilimin tüm açılımlarının yanı sıra yapay zeka ve teknoloji de iklim krizinde her anlamda işlevsel kılınmalı.
10- Yaz aylarında yangınlar konusunda seferberlik ilan edilmeli ve yangınlara müdahale edecek hızlı ve donanımlı bir yangın söndürme ekibi (en az 500 kişilik) en az 4 ay süreyle istihdam edilmeli.
11- Su tasarrufu yaygınlaştırılmalı ve yurttaşlar bu konuda bilinçlendirilmeli. Su dersi geciktirilmemeli.
12- Yeraltı barajlarına ağırlık verilmeli, yaygınlaştırılmalı.
13- Meteoroloji ve istatistik biliminin rakam, öneri ve deneyimlerinden daha çok yararlanılmalı. 100’er yıllık değerlendirmeler ışığında dolu, sel ve hortumlara karşı risk taşıyan bölgelerde ya yeniden yapılaşma sağlanmalı ya da bu bölgeler boşaltılmalı.
14- Sera gazı emisyonu konusunda kalıcı önlemler alınmalı ve ekonomide yeşil ekonomik düzenlemelere bir an önce geçilmeli.
15- Güneş, rüzgar ve dalga enerjisinden daha çok yararlanılmalı.